2. Abdülhamid'in Göktürkçe Çalışmaları

Yazımızda  2. Abdülhamid'in Göktürkçe Çalışmaları'nı ele alacağız. Son devrin tartışmalı Padişahı 2.Abdülhamid ile ilgili iyi-kötü pek çok şey yazılır ve söylenir. Zira bir döneme damgasını vuran Abdülhamid Han, birilerinin jargonuyla Kızıl Sultan (Le Sultan Rouge), kimilerinin dilinde de Ulu Hakan olarak yer tutmuş emsalsiz bir karakterdir.

{tocify} $title={İçindekiler}

2. Abdülhamid Han
2. Abdülhamid

İlk kez Ermeni asıllı Fransız Tarihçi Albert Vandal tarafından ortaya atılan bu “Kızıl Sultan” iftirası maalesef kendi içimizde bile yer bulmuş ve Nihal Atsız’ın Gök Sultan, Necip Fazıl’ın Ulu Hakan diye tanımladıkları Abdülhamid ile ilgili olumsuz bir imaj çizilmiştir.

Yapıp ettikleriyle, gerçekleştirdiği ve hayal ettiği emsalsiz projeleriyle ve menfi durumlar karşısında takındığı vatansever tavır nedeniyle Osmanlı’nın son döneminde ciddi bir toparlanma, revizyon ve restorasyon dönemi yaşatan 2.Abdülhamid, aynı zamanda Cumhuriyet Erkânının da yetişmesine vesile olan Ulu Hakan’dır. Peki temelde Ümmetçi olarak tanınan Abdülhamid’in Göktürkçe’ye de ilgi duyduğunu daha evvel duymuş muydunuz?

Orhun Abidelerinin ilk kez okunması

Bilindiği üzere, Orhun Abideleri’nin ilk kez çözümlenip okunması, 1893 tarihinde Danimarkalı Filolog Wilhelm Tomsen ve ona yardımcı olan Rus Türkolog Vasily Rudlof tarafından yapılmıştır. Göktürk Alfabesini çözümleyen Tomsen’in bu çalışması, “Türkler barbardır ve medeni birikimleri yoktur” diyen Avrupa’nın suratına adeta bir tokat gibi inmiş, Bilge Kağan’ın o ibretlik sözleri, binlerce yıl sonra tüm dünya tarafından bir kez daha duyulmuştur.

Göktürk Alfabesinin bir Danimarkalı tarafından ilk kez okunması elbette bizim adımıza trajik bir durumdur. Ancak tam da bu dönemde Osmanlı Vicdan İmparatorluğu’nun hüküm tahtında oturan 2.Abdülhamid, bu çok önemli gelişmeye duyarsız kalmamış ve Göktürkçe’yle ilgili bazı çalışmalar başlatmıştır.

2. Abdülhamid'in Göktürkçe Çalışmaları
 2. Abdülhamid'in Göktürkçe Çalışmaları

2. Abdülhamid'in Göktürkçe Çalışmaları

Bu noktada arşivlerde karşımıza Orhun Abideleri’nin Osmanlıca yazıyla kaleme alınmış bazı örnekleri çıkmıştır. Bu çalışmaların odağında hangi vakanüvisin olduğu net olmamakla birlikte, zannımca bu çalışma son dönem Osmanlı Vakanüvislerinin en önemlilerinden biri olan Abdurrahman Şeref Bey (Laç) tarafından yapılmış olmalıdır.

Sultan Abdülhamid Han, bu öztürkçe metne büyük bir önem vermiş, Orhun Abideleri’nin Türk Tarihi’nin ne kadar köklü olduğunu kanıtlayan birer delil olduğunun bilincinde Wilhelm Tomson’u da ödüllendirmiştir. Kaynaklar, Abdülhamid Devri’nde Tomson’un Osmanlı Nişanı’yla ödüllendirildiğini göstermekle birlikte, bu büyük filolog, sonrasında Sultan 5.Mehmet Reşat’tan da Mecidiye Nişanı almıştır. Tüm bu tarihsel sergüzeşt, Osmanlı’nın tüm Müslümanları sıyanet edecek kadar ümmetçi, kendi köklerine sımsıkı tutunacak kadar da milliyetçi olduğunu göstermektedir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski